1965 yılından bu yana tanıdığım ve bundan mutluluk duyduğum sevgili Faruk iyi insan deyince akla gelen özelliklerin pek çoğuna sahip biridir. Hayat hikayesinde çok zorlu dönemlerden geçmiş ama karşılaştığı tüm olumsuzluklar onun içindeki insan sevgisini hiç azaltmamış, aksine daha artırmıştır. Fakat nedense sevgili arkadaşım bu güzelliklerden kendini mahrum ediyormuş gibi gelir hep bana. Her olaydan kendine bir stres payı çıkarmayı her zaman nasıl becerir anlayamamışımdır bugüne kadar. Ama belki de bu ona daha bir canlılık katıyordur kim bilir…Yaşantısında Darüşşafaka’nın yeri ve önemi çok büyüktür sevgili arkadaşımın. Cemiyet Yönetimimizin son on yıl içinde Darüşşafaka’mızı getirdiği yere ulaşmamızda yapılan çalışmalarda payı olan sayılı insanlardan biridir Faruk.* 

Yaşamımın en güzel günlerini Darüşşafaka’da geçirdim.

1954 Şubat ayında Susurluk’ta doğdum. İstanbul’da Yenikapı’da büyüdüm. Aksaray Deneme İlkokulunu bitirdim. Aynı okuldan ve aynı sınıftan Recep Altay, Erhan Süsler ve diğer bir sınıftan Turan Sak ile 4 kişi olarak Darüşşafaka’ya 1965 yılında girdik ve 1973 yılında mezun oldum. Darüşşafaka’ya analı, babalı ve maddi durumu uygun olmayanlar kategorisinden girdim.  Biz hemen birbirimizle kaynaştık ve ben hala kimlerin babalı kimlerin babasız girdiğini bilmem.  Yaşamımın en güzel günlerini Darüşşafaka’da geçirdim. Verdiği eğitim, sağladığı çeşitli olanaklar ve kardeşten de öte Darüşşafakalı abi ve kardeşlerimle tanışma fırsatını bulduğum okuluma çok şey borçluyum.

farukugurlu-08
1966 veya 67; yani Hz II veya Orta 1 olmalı

Darüşşafaka’da öğrenciliğim çok parlak geçmemesine ve Edebiyat bölümü mezunu olmama rağmen son senenin başından itibaren düzenli çalışarak Üniversiteye giriş sınavında 464 Fen puanı ve 484 Sosyal puanı alıp çalışarak okuyacağım için İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’ne 1973 yılında yerleştim..

Üniversiteyi çalışarak okudum. Sabahları okula giderek dersleri takip eder, öğleden sonra çalışırdım. Bu çalışmalarım sırasında, daha adil ve güzel bir dünyada yaşamak ve çocuklarımıza böyle bir gelecek bırakmak için sendikal mücadeleye katkılarım oldu. Çok etkin olarak işçilerin örgütlenmesi, sendikal ve politik mücadele etmeleri konularında çalışmalarım oldu. 1980 askeri darbesi ile 3 kere gözaltına alındım ve toplam 15 ay hapis yattım. 7 sene tutuklamalar ve mahkemeler sürse de bir ceza almadan mahkeme süreci bitti. Bununla beraber bu darbenin sancıları ve kötülüklerinin hala devam ettiğini düşünüyorum.

Darüşşafaka’da sporla uğraşmak öncelikle boş zamanlarımızı değerlendirmek için yaptığımız en önemli alandı.

Bu sürecin sonunda 29 yaşında dış ticaret konusunda çalışmaya başlayarak çalışma hayatına tekrar döndüm. Çeşitli firmalarında aldığım çeşitli görevlerden sonra Darüşşafaka Cemiyet’inde 5 yıldır çalışıyorum.

Öğrenciliğimde, Darüşşafaka’da sporla uğraşmak öncelikle boş zamanlarımızı değerlendirmek için yaptığımız en önemli alandı. Bununla beraber sosyal etkinliklerde önceliğim satranç oldu.

Darüşşafaka’da ağabeylik ve bunun getirdiği otorite kavramı küçük öğrencilere spor yapma olanağını maalesef azaltıyordu. Hepimizin iyi bildiği gibi bir üst sınıf dahi küçük bir sınıfı spor alanından çıkarıp, kendileri bu alanda oynayabiliyordu. Satranç Kulübünde ise bu geçerli değildi. Herkes hangi sınıftan olursa olsun bir kere oynuyor ve bekleyen varsa onlar ikinci oyunu yapıyorlardı. Okula yeni gelenlerin özgürce yapabildikleri bir sporcu Satranç.

Okul Satranç Kulübünde Orta 3’te yönetici olarak görev almaya başladım. Lise 2 ve Lise 3 sınıflarında ise bu kulübe başkanlık yaptım.

Biz her sene başında yeni Satranç takımı almaya uğraşırdık. Bunun yanında sene başlarında eski takımların taşlarını yeni görünsünler diye temizleyerek boyardık.

 

O gün ağabeylerim yenildi ama ben Usta ile berabere kaldım ve sonraki sene okul takımına girdim.

Bizim zamanımızda Satranç turnuvalarını ya dergiler ya da gazeteler düzenlerdi. Hayat dergisi ve Cumhuriyet gazetesinin turnuvaları, bunlar arasında en ünlü olanlarıydı. Ben orta 3’te okuduğumda bu turnuvalar yapılmadı. O sene (1969-1970) Galatasaray Lisesinde Uluslararası Ustamız ve Ulusal Milli Takım oyuncumuz Mübin Boysan simultane Satranç maçı yapıyordu. Biz de Lise 2’li ağabeylerim ile (Cidal Günel, Asım Çoşkun, Mehmet Tuğran ve Ahmet Aydın) Galatasaray Lisesine gittik. Simultane Satranç şu şekilde oluyor : Bir Usta oyuncu yaklaşık 50 ayrı masaya karşı tek tek dolaşarak oynuyor. Sıra size geliyor ve ne oynadınız diye soruyor. En çok yarım dakika içinde karşı hamlesini yapıyor ve diğer masaya geçiyor. O gün ağabeylerim yenildi ama ben Usta ile berabere kaldım ve sonraki sene okul takımına girdim. Lise birinci sınıfta okul takımına girmek okulumuzda az görülen bir olaydı. Burada Cidal Günel ağabeye ve daha önceki başkan Ali Dadalı ağabeye bu konuda bana katkıları, destekleri için teşekkür ediyorum.

Lise’de 3 yıl boyunca İstanbul Liselerarası Turnuvalarda ikinci olduk. Bir kez de birinciliği Galatasaray Lisesi ile paylaştık. Lise 3’de bireysel olarak İstanbul Liselerarası turnuvada dördüncü oldum.

Dört hocamızın bende diğerlerinden daha fazla izleri oldu.

Darüşşafaka bize çok şeyler kattı. Bu katkıların en önemlileri, karşılaştığımız sorunlar ne kadar büyük olursa olsun, ayakta kalabilmek, güçlü olmak ve zayıf yönlerini insanlara göstermemek ilkesi oluşturur. Ben okula girdiğimde sınıfın boyca en kısalarından biriydim. Arkadaşlarım beni kızdırırlardı. Ağlardım ama çözüm olmazdı. Öğretmene şikayet ederim derdim ama bu da yatılı okul arkadaşlığı felsefesine çok tersti. Çözümü bulmam uzun zaman almadı. Beni kızdırmaya gelenleri, çok kızmama rağmen, gülerek karşıladım ve kızmadığımı gördükleri için benim yakamı bıraktılar. Bu ders bütün ömrüm boyunca bana yararlı oldu.

Turnuvası,Soldan, arka sıra; Necdet Okbay, Faruk Uğurlu, Ercüment Gündoğdu, ön sıra; Cemal Gündüz, Ertuğrul Karakaya, Ahmet Demirel
Cumhuriyet Gazetesi Turnuvası, Soldan, arka sıra; Necdet Okbay, Faruk Uğurlu, Ercüment Gündoğdu, ön sıra; Cemal Gündüz, Ertuğrul Karakaya, Ahmet Demirel. 19-20 Nisan 1973. Gazete’de haber şöyle verildi : Cumhuriyet’in Liselerarası Satranç Şampiyonası sona erdi ÖZEL IŞIK LİSESİ ŞAMPİYON • Çok heyecanlı geçen finallerde, Şampiyonu averaj tayin etti. Darüşşafaka ve Kadıkoy Koleji 14,5’ar puanla ikinci ve üçüncülüğü kazandılar. Galatasaray Lisesi dördüncü, Robert Kolej beşinci oldu… CUMHURİYET’in düzenlediği İstanbul Liselerarası 1973 Satranç Yarışması dün Bakırkoy Kültür Koleji’nde yapılan final müsabakaları ile sonuçlanmış ve Özel Isık Lisesi birinci Darüşşafaka Lisesi ikinci, Kadıkoy Koleji de üçüncü olmuşlardır. Şahane final: Final müsabakaları tahminlerin üzerinde heyecanlı geçmiş ve 14.50’de başlayan yarışmalarda verilen sürenin son dakikasına kadar şampiyon belli olmamıştır.

Darüşşafaka’da çok değerli hocalarımızdan ve idarecilerimizden dersler aldık. Dört hocamızın bende diğerlerinden daha fazla izleri oldu. Birincisi Zuhal Altaylı oldu. Bize ilk senemizde yemek yeme adabını ve yatılı okul yaşam kültürünü vermek için çok çabaladı. İkincisi nerdeyse her Cumartesi günleri 4. derste bize piyano ile Hamamizade İsmail Dede Efendi’nin Gülnihal şarkısını çalan sevgi dolu Nurefşan Tardu’dur. Mezun olduktan sonra bu şarkıyı dinlemek bende bir tutku haline geldi ve Dede Efendi’nin Cankurtaran tren durağı arkasındaki evine hem ziyaret hem de konserlere katılmak için uğramak bir zevk haline geldi. Üçüncüsü ise Orta 1 sınıfında bize Matematik derslerine gelen Metcalf hocamızdı. Bize Matematik sorularını birçok bilinmeyen ve birkaç bilinen vererek muhakeme yoluyla neticeye gitmemizi öğretmeye çabaladı. Dördüncüsü ise bana kitap okuma sevgisini aşılayan Mahir Ünlü’dür.

11 sene evvel Darüşşafaka’da değişimler için 6 kişi -Tunçer Gömeçli DŞ ’67, Osman Osmanağoğlu 67, Ümit Kıvman 73, Oğuz Uslu 74 ve Gökhan Özcan 81- olarak başladığımız ve neredeyse bütün Darüşşafakalıların katılımıyla başarılı olduğumuz Darüşşafaka Yeniden Hareketi içinde olmak bana gurur verdi. İki sene süren muhalefet çalışmalarında her hafta en az bir kere toplanarak bütün Darüşşafakalıların desteğini sağladık.

farukugurlu2
Yeni kurulan satranç takımımızın bazı oyuncuları ile DEK Maslak, Cemiyet girişinde. Soldan; Antrenör Hakan Özgür, oyuncular Ahmet Kıtır ve Esat Bağlan, Faruk Uğurlu, Öktem Kalaycıoğlu. 2014.

Darüşşafakamız’ın büyüyerek gelişmesi, daha çok çocuğumuza kucak açması en büyük dileklerim arasında yer alıyor. Bu dileğimi çalışarak bir nebze de olsa yerine getirdiğim için kendimi şanslı hissediyor, bunun yuvama karşı bir görevim olduğunu düşünüyorum.

*Giriş yazısı için Ümit Kıvman’a (DŞ ’73) teşekkür ederiz.

ök/fa/kk