Handan’ı uzun yıllardır tanımıyorum, güvenilir analizler yapamam. Ama O uzun yıllar DSK’da çalışan bir emektar olarak kuruma kişilik katanlardan. DSK gibi hem çalışkan, (yıllarca DSK muhasebesine baktı, şimdi DSK ve DDB yoğun işlerini bir arada yürütüyor) hem kararlı, hem inatçı, hem enerjik, hem profeyonel, hem amatör; gerektiğinde panik yapmayı da, sakin olmayı da biliyor… Portreni yapacağız, burada emeğin çok dediğimde önce panik oldu, sonra sakin ve inatçı moda geçip işi kibarca yokuşa sürdü. Çalışmakta olduğu sırada portresinin yapılması biraz rahatsız etti, sahne ışıkları altına çıkmaktan hoşlanmadı gibi geldi bana. Bu duygu çok yaygın camiamızda. O zaman herkese söylediğimi tekrar ettim : Portreler sayfamız bir yıldız sporcular galerisi değil. Spor vesilesiyle  Darüşşafaka ailesinin fertlerinden örnekler yayınlıyoruz. Kısmen ikna oldu, kısmen de kırmamak için tamam dedi. Karar vermek bitirmek bir bakıma, ama süreç uzun ve dolambaçlı da olabiliyor. Baktık destek gerek, Elvan (Çolakoğlu’ndan DŞ ’07) yardım aldık; söyleşi formatında yaptık ve ketumluğu sevdiği için sonunda ortaya damıtılmış, kısa bir özet çıktı 🙂 Olsun, her emek veren ve her portre çok değerli bizim için.

Sarıyer’de çok hareketli ve güzel bir çocukluk dönemim geçti.

handen-demir-05
İlkokul 3, Sarıyer.

1973 senesinin Ağustos ayının birinci gününde İstanbul’un Sarıyer semtinde ailemin dördüncü çocuğu ve en küçüğü olarak dünyaya gözlerimi açtım. İki abim ve bir ablam ile birlikte İstanbul’un en güzel semtlerinden Sarıyer’de çok hareketli ve güzel bir çocukluk dönemim geçti. Aslen Erzincan’ın İliç İlçesi Uluyamaç (Sergevil) köyündeniz. Deniz kenarında müstakil bir evde çocukluğu çok güzel yaşadığıma inanıyorum, mahalleme en az haftada dört kez uğrar ve eski arkadaşlarımla vakit geçiririm. Ailem doğduğum evde halen yaşamını sürdürüyor.

Sarıyerden vazgeçemedim. İlk, orta ve lise hayatımı Sarıyer’de tamamladım. Sarıyer’e ne zaman gitsem çocukluğuma yeniden dönüyorum.

Güzel geçen çocukluk yıllarından sonra yedi yaşına gelince İlkokula başladım. Semtimizin tek okulu olan Mehmet İpkin İlköğretim Okulu’nu 1985 yılında bitirdim. Ortaokulu ise fazla uzaklara gitmeden yine semtimizde olan Sarıyer Ortaokulu’nda başladım ve 1988 yılında bitirdim.  Liseyi ise (Sarıyer Lisesi) 1991 yılında bitirdim. Okul yıllarım gerçekten çok güzeldi,  çoğu okul arkadaşlarımla halen görüşmekteyim ve geçen güzel günleri anmaktayım.

Meslekte 23 koskocaman yıl… 

Okulu bitirdikten sonra büyük abimin ofisinde küçük abimin askere gitmesi nedeniyle boşluğu doldurmak için başladım ve o başlayış ile halen 1992 senesinden itibaren muhasebe-finans üzerine çalışmaktayım. İlk işim Mali Müşavirlik firması idi. Burada mesleği kendi çabalarımla öğrendim. Muhasebe-Finans işleri dışarıdan bakıldığında kolay gözükmektedir, fakat aslında göründüğü gibi değildir. Gerçekte çok dikkat ve emek isteyen bir meslektir ve oldukça yorucudur. Mesleğimi severek yapmaktayım, mesleğe başlayıştan bugüne 23 koskocaman yıl geçmiş ! 23 yıl dile kolay…

Darüşşafaka ile 19 yıllık maceram

Darüşşafaka ile tanışmam ise 1997 yılı haziran ayına rast gelmektedir. O zamanlar Darüşşafaka Spor Kulübü Genel Müdürlüğü’nü yapmakta olan Sayın Niyazi Turan SMMM olan büyük abimi geçmişten bir tanışıklığı olduğundan muhasebe işleri ile ilgili olarak bir elemana ihtiyaç duyduğunu ve istemde bulunduğundan bu vesile ile artık bir çocuğum gibi gördüğüm Darüşşafaka ile tanıştım ve o günden bugüne kadar 19 yıllık maceram devam etmektedir. Darüşşafaka sayesinde çok büyük bir ailem oldu, kendi ailem ile eş değerdir. Bu sayede her konuda farklı tecrübesi olan insanlardan deneyimler kazandım. Darüşşafaka Spor kulübünde muhasebe departmanından sorumlu olarak 2013 senesine kadar ve Darüşşafaka-Doğuş olarak da 2013 senesinden itibaren sorumlu olarak çalışmaktayım.

Fenerbahçe Darüşşafaka maçı için nikah tarihimizi erteletmiştik

Darüşşafaka’da işe başladıktan 1 yıl sonra evlendim.

15 yaşında olan oğlum Arda burada çalıştığım süre boyunca hep basket sahalarında idi. Spora oldukça meraklı.  Sık sık Darüşşafaka Basketbol  maçlarına gelerek izleme fırsatını buldu. SMMM, Bağımsız Denetçi ve İç Denetçi belgelerine sahiptir. Eşim yoğun çalışmasına rağmen oğlumla beraber sık sık maçlara geliyor. Darüşşafaka sayesinde ailemin ve benim spora özellikle basketbola olan ilgimiz arttı, Basketbolu da yakından tanıma şansımız oldu.

Darüşşafaka ile ilgili beklenmedik/şirin bir durum olarak başımdan geçen şu olayı anlatabilirim : Evlilik ile ilgili olarak eşimle birlikte Şişli Evlendirme Dairesinden gün alırken, Fenerbahçe-Darüşşafaka maçı vardı, federasyon maçı ilk önce 12 Eylül 1998 tarihinde oynanacağını ilan etti bizde o yüzden nikah tarihini 13 Eylül 1998 tarihine aldık fakat federasyon sonra tarih değiştirdi ve maç tarihini 13 Eylül 1998 olarak değiştirdi dolayısıyla takım bizim nikaha gelemedi, yemek törenine gelecekti fakat takım Fenerbahçeyi deplasmanda yendiğinden ve olay çıktığından dolayı yemeğin son dakikasına gelebilmişti. Unutulmaz bir anı olarak hatırlayacağım hep.

Benim leğen kemiğim kırıldı, Kutlay Becerikli ise beyin travması geçirdi 

Bir başka anı ise rahmetle andığım Kutlay Becerikli ile yaşadığım talihsiz bir andır. 2003 senesinde Darüşşafakalılar Derneğinin Beylerbeyi’nde düzenlemiş olduğu kahvaltıya gitmiştik. Burada forma satışı yapıyorduk, formalar azaldığında araç içerisinde olan formaları almaya gitmek isterken  hızla gelen aracın bize çarpmış olması unutamadığım anlardandır. Benim leğen kemiğim kırılmıştı 1 ay evde yatakta kımıldamadan yatarak iyileşme sürecini atlatabildim. Rahmetli Kutlay Becerikli ise beyin travması geçirmişti. Olayın şokunu uzun süre atlatamadım. Yıllar da geçse hafızamdan silinmeyecek bir olay olarak nitelendirebilirim.

İşimden ve ailemden kalan zamanlarımda kişisel gelişim kitapları okuyarak, yürüyüş yaparak ve sinemaya giderek değerlendirmekteyim.

Olanaklarım sınırsız olsa uzak doğu seyahatlerimi sıklaştırıp daha uzun vadede  orayı gezip tanımak isterdim. Dünyayı gezip değişik yerleri görmek, kültürlerini az da olsa içlerindeyken görmek isterdim.

handen-demir-03
Aslan. Evimizin neşe kaynağı. Her ne kadar bir hayvanla evde yaşamaya zor alışsam da…

Evimizde ailemizin bir parçası haline gelmiş “Aslan” adında siyam cinsi bir kedimiz var.

Kendimi bir şarkıyla ifade etmek istesem, arkadaşlığa, dostluğa, sevgiye-saygıya ve vefaya önem veren birisi olarak kendimi en iyi şekilde ifade edecek şarkı Melike Demirağ’ın “Arkadaş” şarkısı olurdu.

https://www.youtube.com/watch?v=IHAcm0wnEzg

ök/fa/kk Aralık 2015